14.05.2025Seferihisar'da topraksız çiftçi
Ayşe Süer, İzmir’in Seferihisar ilçesinde bir ilk gerçekleştirerek hem geleceğin tarımına hem de iklim krizi mücadelesine topraksız tarımla bir tuğla koyuyor. Süer, hem toprağı yormuyor hem de 1’e 300 verim alıyor.
Türkiye'de tatlı su kaynaklarının yüzde 70'i, yani yaklaşık 4'te 3'ü tarımsal sulamada kullanılıyor. Su kıtı şehir olarak tanımlanan İzmir'de tarım alanları vahşi sulama nedeniyle tehlike altındayken, gıda üzerine yapılan araştırmalar 2050 yılında 9 milyar insanın gıdaya erişiminin tehlike altında olacağını gösteriyor. Ülkeler ise gittikçe artan nüfusun gıda gereksinimini karşılamak, su ve gübre açısından daha az girdi ile daha yüksek verim almak, gıda güvenliğini sağlamak için küresel tarım politikaları oluşturuyor.
30 günde hasat
Seferihisar İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından örnek kadın çiftçi olarak gündeme getirilen Ayşe Süer, İzmir'in Seferihisar ilçesi Orhanlı Mahallesi'nde topraksız tarım ile uğraşıyor. 11 çeşit marul üreten Süer, geleneksel tarımda 90 günde elde edilen hasadı 1 ayda gerçekleştiriyor ve 1'e 300 alıyor. Mesleği fizyoterapist olan Süer, topraksız tarım fikri ile Hollanda ziyareti sırasında ziyaret ettiği sera ile tanıştığını söyleyerek bu tür tarımın kendine gösterdiği yolu "Topraksız tarım serası bana geleceğin tarımının bu olduğunu gösterdi. Üretim metodunun bilimselliği, verimliliği ve yüksek su tasarrufu bu üretim şekline girmek istememe sebep oldu" sözleriyle anlatıyor.
Tasarruf sağlıyor
Özellikle İzmir gibi su kıtı şehir olarak tanımlanan kentlerde, sulamaya gerek duyulmayan, yağmur suyunun yettiği ya da tasarruflu sulamayla yetişebilen tarımsal ürünlerin yetiştirilmesine öncelik veriliyor. Süer bu yüzden su kullanımının önemine "Topraksız tarım uygulamalarını arttırmak iklim krizine karşı tek çıkış yolu gibi görünüyor. Dünyada kullanılan tatlı su miktarının yüzde 70'i tarımda harcanıyor. Gerçek anlamda bir su tasarrufuna gidilmek isteniyorsa, önce tarımdaki suyun kontrol altına alınması gerekiyor. Topraksız tarım serasında, geleneksel tarımda olduğu gibi traktör, iş makinesi kullanılmaz. İklim değişiklikleri, hastalıklar ve kuraklık da göz önünde bulundurulduğunda topraksız tarım birçok sorunun üstesinden gelebiliyor" sözleriyle dikkat çekiyor.
Verimi arttırıyor
Topraksız tarım ile aşırı gübre ve zirai ilaç kullanımından kaçınıldığına da dikkat çeken Süer, "Geleneksel tarım ile topraksız tarım arasındaki en büyük fark, bitkilerin toprak ile temasının olmaması, dolayısıyla topraktan gelen zararlılarla mücadele etmek zorunda kalınmamasıdır. Bu sistem, ekimi yapılan mahsulden alınan verimi büyük oranda arttırıyor. Vasat olarak tabir edilen topraklarda bu sistemle tarım yapılabilmektedir" diyor. Süer açıklamalarını "Geleneksel tarım da, topraksız tarım gibi çevreci ve yenilikçi yaklaşımlar desteklenmezse, ileride yiyecek ürün bulunamayacağını düşünüyoruz. Bu yola bu düşüncemizle çıktık. Hem ülkemiz, hem dünya için oldukça yapıcı bir üretim içinde olduğumuzu düşünüyoruz. Toplumun, topraksız tarım ile ilgili daha fazla bilgilendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz" sözleriyle sonlandırıyor.