15.05.2024

Tarım krizinin sorumlusu iklim değil insan

Günümüzde artan tarım krizinin iklim değişikliklerine bağlanmasının doğru olmadığını vurgulayan İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, özellikle su kullanımı konusundaki yetersizliğin tarımda krize neden olduğunu söyledi. Yaşar, “Tarım krizinin sorumlusu iklim değil insan faaliyetleri” dedi.

Son yıllarda iklim değişikliği, özellikle gıda güvenliğini tehdit ettiği gerekçesiyle gündemde önemli bir yer kaplıyor. Artan sıcaklıklar, kuraklık, aşırı hava olayları ve iklim değişiklikleri tarımsal üretimi azaltmakta, tarımdaki verimliliğin azalmasını ve en nihayetinde gıda güvenliğini tehdit ederek insan sağlığına etki etmektedir. Uzmanlar özellikle artan aşırı hava sıcaklıklarının su havzalarını kurutmasıyla tarım alanlarında oluşturduğu kuraklığın altını çizerken, Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Öğretim Üyesi, İklim Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, tarım krizinin asıl sorumlusunun iklim değil, su kaynaklarının doğru kullanılamaması nedeniyle insan faaliyetleri olduğunu söyledi.

2020-2022 yılları arasında, metrekareye düşen yağmur miktarının azalması ve sıcaklıkların mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle tarımda krizin başladığını kaydeden Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu yıl hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında seyrettiğini belirtti. 20 Nisan’dan bu yana hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin altında seyrettiğini ve dolayısıyla Aydın ve Denizli’de henüz pamuk ekimine başlanamadığının altını çizen Yaşar, “Havaların serin seyretmesi nedeniyle henüz pamuk ekimleri yapılamadı. Mart’ta hava sıcaklıkları sadece 1-2 derece oynamıştı. Nisan’ın ilk birkaç haftası sıcak geçti ancak ölümcül sıcaklar olmadı. 2020-2022 yıllarında yağış oranları düşmüştü. 2023 yılında ise bu oranlar normale ulaştı” dedi.

“20 milyon ton çöp oldu”

Türkiye’de su kullanımının bilinmediğini kaydeden Yaşar, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından her yıl mevcut 25 havzanın yağış potansiyelinin belirlenerek, çiftçinin rastgele ürün ekmesinin engellenmesi gerektiğini söyledi. Çiftçinin, maliyeti düşük, satış oranı yüksek ürünlere yöneldiğinin altını çizen Yaşar, “Türkiye 2020’de üretim rekoru kırdı. Tam 126 milyon ton üretim yapıldı. Bu üretimin 56 milyon tonu yaz meyvesiydi ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli o zaman bu 56 milyon ton yaz meyvesinin 20 milyon tonunun çöpe gittiğini belirtmişti. O kadar yüksek bir üretim vardı ki, ürünler heba oldu. Dolayısıyla tarımdaki sorunların asıl nedeni iklimler değil, insani etkilerdir” ifadelerini kullandı.

Sorumlu iklim değil insan

İklim değişikliklerinin dünyanın varoluşundan beri devamlı bir değişim halinde olduğunu ve günümüzde iklimler üzerindeki değişimlerin öngörülebildiğini belirten Yaşar, “Biz insanlar olarak, yüzyıllardır savaştığımız yağış, kuraklık, aşırı artan hava sıcaklıları gibi etkenlerle her zaman başımıza geldiğinde bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Halbuki, günümüzde iklimleri zaten öngörebiliyoruz. Yıllardır yaşananlardan ders çıkararak, olabileceklere karşı önlem alsak, bugün yaşanılan krizleri en az hasarla atlatabiliriz. Ayrıca biz insanlar olarak hiçbir şey yapmıyor ve sadece iklime suçu yüklüyoruz. Öncelikli olarak su kullanımını öğrenmeliyiz. Su varsa devlet vardır, su yoksa devlet biter. Alınması gereken önlemlerin en önde gelenleri, tarımda damlama sulama sisteminin aktif şekilde kullanılmasıdır. Diğer yandan altından, petrolden çok daha önemli olan şey, yer altı sularımızdır. Yer altı suları dünyanın en önemli kaynaklarıdır. Örneğin; İspanya’da kaçak olarak açılan 256 su kuyusunu açan kişiler suçlu bulunup ceza aldı, Türkiye’de ise 256 su kuyusu bir günde açılıyor. Bu gibi hatalara dur denmeli. Kısaca tarımda krizin asıl nedeni iklim değil, insan faaliyetleri” diye konuştu.